Monday, November 12, 2012

BAHÇIVANLIK ZAMANI



Şehirden uzaklaşıp daha huzurlu bir yaşam hayalimi şöyle ifade ediyorum uzun zamandır. "Gider bir yerlerde bahçeli bir ev alır, maydanoz yetiştiririm". En kolay o yetişiyor ya.
Bahar gelip de balkonumdaki çiçekler açtığında da, yüzümde bir gülümsemeyle, gelip geçip onlara bakmaktan alamıyorum kendimi.
Ben bu işi seviyorum anlaşılan.
Dedim... Ve bahçıvanlık konusunda biraz daha bilgi sahibi olmak için, ikinci defa kendimi bir bahçıvanlık kursuna yazdırdım. Birincisinden sonra balkonumdaki güllerden başlayıp, begonvillerden çıkarak her şeyi budamıştım. Bakalım bu defa neler olacak.

Elime yeni geçmiş pembe domates tohumları vardı. Onları ekmek için "Tohum ekimi" dersini bekledim.
İşte tohum ekimi dersinde yaptıklarımız:


Teorik bilgilerden sonra, malzemelerin başına geçtik.



Önce 3 ölçü torf, 1 ölçü kum, 1/2 ölçü perliti aldık.



Bir güzel karıştırdık.




Sonra plastik bir kaba bu karışımı doldurduk.



Düzelttikten sonra, ahşap bir tokmak yardımıyla, toprağı biraz bastırdık.



Bastırdığımız bu toprağa palmiye tohumlarımızı yerleştirdik.

İşte palmiye tohumları :


Tohumları da tokmakla bastırdıktan sonra, tohumların yüksekliği kadar toprak elememiz gerekirmiş üzerine.


Bunu da hallettikten sonra, sıra geldi tohumlara can suyu vermeye.
Suyu üstten vermek, tohumların yerini değiştirebilirmiş. Bu yüzden tohumlarımızı ektiğimiz tepsiyi su dolu bir leğene oturtup, üstteki toprağın ıslandığını görene kadar bekledik.

 İşte ektiğimiz palmiye ve dereotu tohumları can sularını alırken:


Sonunda olmasını beklediğimiz ağaç da şöyle bir şey olacak inşallah:




Böyle bir ortama dikebilirsem de süper olur tabi.






No comments:

Post a Comment