Tuesday, October 19, 2010

ÇOCUĞUMA NASİHATLER 1



Hani bilgeye sormuşlar,
- "Verdiğiniz onca doğru kararı neye borçlusunuz?" diye.
- "Tecrübelerime" demiş.
- "Tecrübelerinizi neye borçlusunuz?" diye sormuşlar.
- "Yanlış kararlarıma" demiş.



İnsan, doğrusu öyle bile olsa, kendi çocuğunun acı çekerek, canı yanarak dersler almasına razı olamıyor. "Bak benim elim yandı, sen elini ateşe sürme" demek istiyor.

Başlık için "nasihat" kelimesini özellikle seçtim. Tavsiyeler aynı duyguyu vermeyecekti. Yaşanmışlıktan geriye kalanlar olsun istedim; nasihat daha eski kelime ya, daha bilgelik içerir gibi geldi nedense. Babam nasihat derdi her zaman, belki onu anımsattığı için de hoşuma gitmiş olabilir. Biz babamla çok sohbet ederdik - hatta tartışırdık -, o sohbetlerden geriye ne çok şey kalmış, şimdi onun yokluğunda, yaşadıkça daha iyi görüyorum. (Benden de geriye bir şeyler kalsın bari. Belki ben yokken, lazım olur.)

Bizim çocuklarımız bizimle sohbet etmeye fazla zaman ayıramıyorlar. Onlar bizim onların yaşındayken olduğumuzdan daha meşguller. Onların cep telefonları var, PlayStation'ları var, 1000 kanal televizyonları var. Bizim yoktu. Biz ya dışardaydık, ya da evde. Dışardaysak, arkadaşlarımızlaydık. Evdeysek, müsaittik!

Her neyse. Bugünkü ruh halime göre ilk tavsiyem:

"HİÇBİR ŞEYİ GEREĞİNDEN FAZLA CİDDİYE ALMA, KEYFİNİ KAÇIRMA"



İnsan bunu gerçekten ciddi sıkıntılar, zorluklar veya kayıplar yaşadığında tam olarak anlayabiliyor ancak. O sıkıntıları çekmeyi bekleme çocuğum, söylüyorum işte, bir de böylesini dene.


Hayatında çok önemli değişiklik yaratmayan, küçük rahatsızlıkları, kolaylıkla görmemiş gibi yapabilirsin.

Al sana örnek:

Trafikte önündeki aracın ağırdan alması yüzünden, kırmızı ışığa mı takıldın.(En uzun yananı 90 saniye falan yanıyor!!!) Hiç umursama. Uçağın 90 saniye rötar yaptığında umursuyor musun? Etrafına bakın - belki çok da ilginç bir şey yakalarsın - ıslık çal, şarkı söyle. 90 saniye için sinirlenmeye, keyfini kaçırmaya değer mi?

Bir yere gidecektin de gidemiyor musun?? Gitme. Çok mu önemli? Başka yere git, belki orada daha çok eğlenirsin.

Her şeyin mutlaka bir de iyi yanı vardır, onu gördün mü, neşen hiçbir zaman kaçmaz.
Esnek oldun mu, her şeyden zevk alırsın. Takıntılıysan, her zaman üzülecek bir şey bulursun kendine.

İlk tavsiyem buydu. Zaten hayattaki bütün tavsiyelerim, neşeli olmak, neşeli kalmak ve etrafa neşe saçmakla ilgili olacaktır eminim. Galiba benim hayat amacım o!!! Umarım giderken bile herkes neşeyle yolcu eder beni.

Son sözüm: Neşeli olmak herkese yakışır. Bana inanmıyorsan, resimlerine bak.

No comments:

Post a Comment